Suriye iç savaşından faydalanarak ülkenin kuzeydoğusunu işgal eden PKK/YPG terör örgütü, bölgedeki doğal kaynakları kontrol ederek kendi çıkarlarını önceliyor. Esed rejiminin devrilmesinin ardından da Suriye toprak bütünlüğüne saygılı bir tavır sergilemek yerine, işgal ettiği bölgeleri terk etmeyi reddediyor. Türkiye ve yeni Suriye yönetimi, örgütün silah bırakmasını ve bölgeden çekilmesini talep ediyor, ancak PKK/YPG bu talepleri görmezden geliyor. Suriye Milli Ordusu (SMO) ile çatışmalar da devam ediyor. Bu durum, hem bölgesel istikrarı tehdit ediyor hem de Suriye halkının doğal kaynaklardan faydalanmasını engelliyor. Uluslararası toplumun da bu konuda etkin bir rol üstlenmesi büyük önem taşıyor. Özellikle, PKK/YPG'nin Suriye'deki eylemleri ve bölgedeki varlığının sürdürülebilirliği tartışmalı bir konu olmaya devam ediyor.

DEAŞ Bahane mi, PKK/YPG Amaç mı?

2014'te ortaya çıkan DEAŞ'ın yenilgiye uğratılması sürecinde, başta ABD olmak üzere Batılı ülkeler, PKK/YPG'ye silah ve eğitim desteği sağladı. Bu destek, DEAŞ ile mücadele bahanesiyle yapılmış olsa da, PKK/YPG'nin Suriye'deki güçlenmesine ve ayrılıkçı politikalarına hizmet etti. PKK/YPG, DEAŞ'ın yenilgisinin ardından da varlığını sürdürmek için yeni bir strateji geliştirdi: DEAŞ tutuklularının ve ailelerinin bulunduğu kampların güvenliğini sağlamak. Bu durum, PKK/YPG'nin Batılı ülkeler tarafından desteklenmeye devam ettiğinin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Örgüt, bu kamplardaki durumu gerekçe göstererek bölgedeki varlığını meşrulaştırmaya çalışıyor. Ancak bu durum, aslında PKK/YPG'nin terör eylemlerini sürdürme ve bölgeyi kontrol altında tutma çabalarının bir parçası olarak yorumlanıyor. Bölgedeki PKK/YPG varlığı istikrarsızlığı artırıyor ve bölgesel güvenliği tehdit ediyor.

Hapishane Bekçiliği: PKK/YPG'nin Yeni Rolü

El-Hol ve Roj gibi kamplarda tutulan DEAŞ tutukluları ve aileleri, PKK/YPG'nin kontrolü altında bulunuyor. Özellikle Batılı ülkelerin kendi vatandaşlarını geri alma konusundaki isteksizliği, PKK/YPG'ye önemli bir koz sağlıyor. Bu durum, PKK/YPG ile Batılı ülkeler arasında örtülü bir işbirliği olduğu iddialarını güçlendiriyor. Fransa gibi ülkeler, kendi vatandaşlarını geri almayı reddederek, PKK/YPG'nin kontrolündeki kampların varlığını sürdürmesine dolaylı olarak katkıda bulunuyor. Türkiye ve Suriye hükümeti ise bu kampların kontrolünün kendilerine devredilmesini talep ediyor. Türkiye, kampların güvenliğinin sağlanması konusunda gerekli desteği vermeye hazır olduğunu açıklamıştır. Bu durum, PKK/YPG'nin DEAŞ kamplarının güvenliğini sağlama bahanesini ortadan kaldırmayı amaçlıyor. Batılı ülkelerin kendi vatandaşlarını geri alması, bu sorunun çözümünde kritik bir adım olacaktır.

Suriye'nin Geleceği ve PKK/YPG

Türkiye'nin Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın yaptığı açıklama ile PKK/YPG'nin kontrolündeki kampların güvenliğinin Suriye hükümeti tarafından devralınması ya da Türkiye'nin bu konuda destek vermesi teklif edilmiştir. Bu durum, PKK/YPG'nin "DEAŞ kamplarının güvenliği" bahanesini ortadan kaldırmak için atılmış önemli bir adımdır. Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması ve bölgesel istikrarın sağlanması için, PKK/YPG'nin işgal ettiği bölgelerden çekilmesi ve silah bırakması şarttır. PKK/YPG'nin Batılı ülkelerce desteklenmesinin sona ermesi ve bu ülkelerin kendi vatandaşlarını geri alması da bu sürecin olmazsa olmazlarındandır. Bu durum, hem Suriye'nin geleceği hem de bölgesel güvenlik açısından büyük önem taşımaktadır. Suriye'nin toprak bütünlüğünün ve bölgesel barışın sağlanması için uluslararası toplumun birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmesi gerekmektedir.